Bir sezon daha geride kaldı.. Kahramanmaraşspor, bir sezonu daha hayal-i sükuta uğrayarak geride bıraktı; hedefine ulaşamadan… Zaten, bu şartlarda da istediği hedefe ulaşması ‘abesle iştigal’den başka bir şey değildir..
Kahramanmaraşspor’un bugünkü başarısızlığını eleştirmek, tepkileri üzerinize toplamaktır. Kendini yönetici zanneden üç beş cehalet unsurunun göstereceği tepkiye ve vereceği tehdide aldırmadan da gerçekleri yazmak görevimiz. Ancak, sorun sadece bugün de değil, geçmişten bugüne kaynaklanan sıkıntılardır. Yani dünlerden bugünlere gelen, bugünlerden yarınlara gidecek olan sorunları aşmadan Kırmızı-beyazlı camianın başarıya ulaşması da mümkün değil elbette.
Kuruluşundan bugüne kadar istikrarlı bir yönetim tablosuna kavuşamayan, teknik heyet konusunda sürekli bir istikrarsızlık yaşayan, transfer politikası yanlışlıklarla dolu, her geçen gün taraftar kitlesinden uzaklaşan, toplumun değil bireylerin sahiplendiği bir takımın zaten başarılı olması mümkün değil. Kahramanmaraşspor’un başarısı isteniyorsa öncelikle profesyonel yaklaşım, toplumun diğer kesimleri ile uzlaşının gösterilmesi gerekmektedir.
Bir futbol takımı olmaktan öteye kurumsallaşmanın hesap edilmediği, kişilerin egolarını tatmin gerçeği göz ardı edilerek sanki gerçekten sahipleniliyormuş izlenimini vermek gerçeğin kendisi değildir hiç kuşkusuz.
Bir de olayın sosyal boyutu var. İlin adını taşıyan Kahramanmaraşspor; sadece bir grubun kulübü olmamalıydı. Andırın’dan Ekinözü’ne, Göksun’dan Pazarcık’a, Türkoğlu’ndan Nurhak’a, Elbistan’dan Çağlayancerit’e, Afşin’den Merkez İlçe’ye hatta ve hatta beldelerden köylere kadar her Kahramanmaraşlı’nın takımı olmayı başaramadı, yıllardır. Bugünü kurtarma derdinden sıyrılıp, yarınların hesabı yapılamadığı için de sıkıntı hep dünlerden bugünlere taşınıyor zaten.
Şu andaki tabloya baktığınızda Kahramanmaraşspor’u başarılı kabul etmek durumundasınız. Çünkü, bir avuç insanın ortaya koyduğu cesaretin ve kısıtlı imkanların gerçeği görüldüğünde, başarıyı da ortaya koymuş oluruz. Bugünkü başarısızlık tablosunun da yine bugünkü yönetimle eşdeğerlendirilmesi, yazının başında söylediğimiz gibi imkansızdır. İnsanların Kahramanmaraşspor gündeme geldiğinde öbek öbek kaçışlarının nedenlerini iyi analiz etmek durumundasınız.
Valisinden belediye başkanına, işadamından esnafına, bürokratından sade vatandaşına kadar herkeste bir Kahramanmaraşspor bıkkınlığı yaşanıyor. Nedeni de aslında açık ve net ama, kimse bir şey söylemiyor. Siyasette son dönemde sıkça yaşanan ve bir türlü sağlanamayan uzlaşı, hoşgörü, yardımlaşma, destek kavramları aynı şekilde Kahramanmaraşspor için de geçerli olmaya başladı.
İnsanların “Bu işi en iyi ben bilirim. Benim yaptığım doğrudur. Ben ne yaparsam yapayım, kimse beni eleştirmesin. Benim yanlışım bile doğrudur. Ben varsam, kimse yok. Kimse benim yaptığım işe karışamaz..” düsturu, bir gün suratlara şamar gibi çarpacaktır.
Gazatecilerin yazdığı eleştiriler sonrası yönetimlerin ortaya koyduğu tavır, bugün zorunluluk gereği Kahramanmaraşspor’u takip eden üç-beş gazeteci dışında diğer insanları soğutmuş, kalbini kırma noktasına gelmiştir. Kahramanmaraşspor konusu gündeme geldiğinde, ismi ilk akla gelen gazeteciler artık Kahramanmaraşspor’u dillerine bile yaklaştırmıyorlarsa, bunu iyi analiz etmenin zamanı gelmiştir; diye düşünüyorum.
Dün (28 Mayıs) sabah büroya geldiğimde Kahramanmaraş’ta BUGÜN Gazetesini okumaya başladım. Gazetenin kentin tanınmış simalarından Foto Spor namı ile bilinen Mehmet Yüzbaşıoğlu tarafından satın alınmasının ardından gazete kadrosu için Adana’dan getirilerek görev verilen ve kent insanının da yazılarını severek okuduğu Süleyman Canbolat kardeşimizin köşesi benim ne kadar haklı olduğumu ortaya koydu. Büyük emekler vererek spor sayfaları yapan Canbolat, “bundan böyle spor sayfası yapmama kararı aldığını” tırnak içinde vurguluyor.
Telefon açıp sormadım, sormaya gerek görmedim. Çünkü, Süleyman Canbolat kardeşimin yaşadığı duyguları bizler yıllardır yaşıyoruz. Dün söylediklerini tepki alınca bugün inkar eden zihniyetler ve olayı baskın noktasına taşıyan cahillerin karşısında yapılacak ne var ki.. Kabul edilemeyen şu aslında; Kahramanmaraşspor üç beş kişinin değil, Kahramanmaraşlının kendisinindir. Sahiplenilen olay, küçük değil büyük olmalı ve herkes bunu kabullenmelidir.
Kahramanmaraşspor yok oluyor. Yazık. Birileri çıkıp bu durumu düzeltmeli; hatta ve hatta uzlaşı, hoşgörü, sevgi ortamı doğurmalıdır. Çünkü, Kahramanmaraşspor’u eleştiren insanlar yönetimlerin düşmanı değil, Kahramanmaraşspor’un dostudur. Bu dostluğu kabul etmek istemiyorsanız, kaderiniz ile baş başa kalırsınız. Yarın, çok geç olabilir; bugünden bu adımı atıp kahramanlığınızı gösterin.
SON SÖZ: Keser döner, sap döner; gün gelir hesap döner.. Tabii yoğurt katarsanız iskender döner..
(29.05.2007 - Akif Arslan, Yorum Gazetesi)