Sahipsizliğimiz dillere destan oldu ve bu sahipsizlik kimilerinin eline de koz oldu.
Lig’de kalma mücadelesi veren Kahramanmaraşspor göz göre göre bittiğini sessiz bir şekilde izliyoruz. Tarihinin en kötü dönemini geçiren Kahramanmaraşspor hem takım oyunu hem de hakem hataları da artık sabırları taşırıyor.
Adanaspor maçını yorumlamak isterdim ama maçı analiz etmek yerine sahipsizliğimizden bahsetmek istiyorum…
İmkanları bakımından Türkiye’nin en şanslı kentlerinden olan, ama bu imkanlarını kullanamamakta listenin en son sırasında bedbaht kaderine terk edilmiş bu kente; kırmızı beyaza sevdalı gençler olarak biz de kolayı tercih edip İstanbul hayranı duyabilirdik…
Biz de bizim olmayan başarılara sevinebilirdik, arkasına bakmadan bu kenti terk edenlerden olabilirdik…
Ama biz asla bizim olmayan başarıları sahiplenmedik, benimsemedik.
Doğduğumuz toprakları, okuduğumuz; sokağında top oynadığımız, caddelerinde sevgilimizle gezdiğimiz, çocuğumuzun elinden tutup parklarında oynattığımız bu kente asla ihanet etmedik, sırtımızı dönmedik.
Aynı basireti, aynı tutarlılığı, aynı kararlılığı büyüklerimizden beklemek çok mu?
Bu kentin en büyük markasına destek olunmasını istemek, el birliği ile bu takımın Süper Lige çıkarılmasını beklemek suç mu?
Daha ne kadar kaybedeceğiz.
Daha ne kadar birbirimizi böleceğiz.
Kahramanmaraş’ın adını yüceltmek için çaba harcama zamanı gelmedi mi hala.
Daha ne kadar Türkiye’ye rezil olmamız gerekiyor.
Yıllar sonra geldiğimiz PTT 1. Lige aynı sezon yine tarihi bir düşüşle mi veda edeceğiz.
Yazıktır, günahtır bu memleketin insanlarına…
Yazıktır bu takıma gönül verenlere…
45 yıllık çınar yok olup gidiyor.
Ben bu takımın averaj takımı olacağını bu ligin kurtlar sofrası olduğunu haftalar öncesinde hatta aylar öncesinde yazmıştım.
Bu takımın bu kadro ile yürümeyeceğini ifade etmiştim.
Gücün bu olduğunu, kapasitenin bu olduğunu belirtmiştim.
Herkes transferlere aldandı ve takımın çıkış yapabileceğini savundu.
Ben yine dedim bu iş ekip işi, bu takıma kimi alırsan al sonuç değişmeyecek demiştim.
Gelen yıldızda olsa istediği kadar da koşsa bu iş tek kişi ile olmaz…
Bu takıma artık kimi getirsen getir çare olmaz…
Çünkü bu iş ekip işi ekip halinde hareket olmazsa halimiz harap.
Şimdi Geçen Haftaki olaylara dönmek istiyorum…
Müsabaka sonrası yazdığım yazı ile de anlatmaya çalıştım, Kahramanmaraş’ın sahipsizliğini…
Anlatmaya çalıştım Şanlıurfaspor’un şanslı takım olduğunu…
Herkes iyi oldu, TFF hak edenin hakkını verdi diye…
Adalet yerini buldu diye…
Şanlıurfaya af geldi, Fenere Umut doğdu…
Olan benim takımıma oldu.
Şimdi soruyorum.
Kahramanmaraşspor’un 31 bin lira yemesi adalet mi?
Şanlıurfaspor’un cezasının 52 Bin liradan 13 bin liraya düşmesi adalet mi?
Bu da yetmezmiş gibi seyircisiz oynama cezası da kalktı…
Bunun neresinde adaleti arayalım…
Ben yazımda belirtmiştim olan Kahramanmaraş’a oluyor diye…
Kayıp eden Kahramanmaraş oluyor diye…
Herkes bana güldü geçti…
Şimdi maalesef gülme zamanı bende ama gülemiyor, kahır oluyorum.
Nalet olsun yine haklı çıktım.
Artık haklı çıkmak istemiyorum ama doğruları su gibi içemem ki bile bile…
Kalın sağlıcakla…