Sezonun bitmesine 2 hafta kaldı ve şehir şampiyonluk havasına büründü.
Ligde aldığı başarılarla takım Lider olarak yoluna emin adımlarla ilerliyor.
Maddi olarak yerinde saysa da sağ olsun son zamanlarda iş adamların destekleri yaraya az da olsa merhem olmuştu…
Hem şehirde hem de futbolcularda Şampiyonluk telaşı sürerken Kulüp yönetimi prim için kapı kapı dolaşıyor…
İş adamlarımızın vermiş olduğu 260 bin lirayı 500 bin lira etmek için çaba gösteriyor.
Bunun yanı sıra ligde kalan maçlarında primlerini farklı şekilde çıkarmaya çalışıyor.
Takdik güzel, Rağbet olmasa da…
Son olarak içeride kalan 2 maçın pirim desteğini bilet fiyatlarını yükselterek takıma prim sağlamaya çalışılıyor.
Bu da güzel, İnşallah amacına ulaşır. Ama yetmez…
Ne den mi, Niye mi?, sahaya yüreğini koyarak oynayanlar zamanında maç başı, prim dahi almadan mücadele gösterdiler. Bu gençlerin hakları bu değil…
Ne yapılmalı? Şehir şampiyonluk havasına büründü…
Hiç kimse bu takımın çıkamayacağını düşünmüyor, herkes şampiyonluk bekliyor.
Kendin her yeri Bayraklarla donatıldı, üzerinde ismini dahi yeni duyduğumuz isimler, firmalar takım üzerinden gösteriş yapıyor, reklam yapıyor.
Sakın ha yanlış anlaşılmasın, bayraklar asılmasın demedim, ama kulüp üzerinden reklam yaparken birazda kulübe yardımınız dokunsun ne olur, ne kayıp edersiniz.
Şampiyonluğa giden yolda verdiğiniz destek size ilerde büyük getirisi olur.
Şehirde adeta bayrak asma yarışı var.
Şuanda şehirde 100’ün üzerinde bayrak var caddelerde.
Takıma destek amaçlı Biner lira verseler eder 100 bin lira…
Bedava reklam yapmakla bu takım üzerinden prim yapmak size ‘Kahramanmaraşlıya yakışmıyor.’
O bedava firmanızın reklamını yaptığınız Kırmızı- Beyazlı takımda 30’ a yakın Aslanı’ın emekleri var onların vebali var.
Ucuz reklamı herkes yapar önemli olan yararlı ve faydalı reklam yapmak.
Üzerinde İş adamlarının, Milletvekillerinin, Doktorların, İş yeri firmalarının ismini yazarak iyi gün dostluğunun anlamı yok.
Kötü günde yoksan, iyi günde de yoksun demektir.
İlker Yiyen'in Köşe Yazısı