Site Logo

Günah keçİsİ İlan edİlmek..

Son haftalarda aldığı kötü sonuçlarla hüsrana uğrayan Kahramanmaraşspor bu haftaki en zayıf ekip olan Malatyaspor’la kendi saha ve seyircisi önünde son dakikada berabere kalarak zayıf rakibiyle puanları paylaştı.

Karabulutları üzerinden atamayan Kahramanmaraşspor her hafta olduğu gibi bu haftada hakemlerin gazabına uğrayarak sahadan boynunu bükerek ayrıldı.

Malatyaspor karşısında iyi mücadele eden genç ekip yine son dakika da maçı yöneten hakemin kurbanı oldu.
Maçın son dakikasında genç file bekçisi Ahmet’in hatasıyla golü bulan rakip takım Malatyaspor evine 1 puan ile giderken bize kalan son dakika hüsranı ise Kahramanmaraşspor taraftarına dert oldu.
Günden güne eriyen şehrimizin tek profesyonel takımı Kahramanmaraşspor’da son dakika yediği golle göze batan genç file bekçisi Ahmet günah keçisi olarak bakılıyor.

Aslında genç ama tecrübesiz olan file bekçisi Ahmet’i suçlamamak lazım…
Çünkü onu oraya getiren, ona bu büyük sorumluluğu verenleri onu günah keçisi olarak ilan edenleri suçlamak lazım…

17 yaşındaki bir genç, profesyonel takımda nasıl file bekçisi olarak kaleye sahip çıkmasını, bu büyük sorumluluğu üstlenmesini ve ondan profesyonellik açısından iyi bir başarı beklersin?
Şimdi herkes onu bu maçın kurbanı olarak görüyor…
Bence bu yanlış…

Ahmet elinden geleni fazlasıyla yaptı.
90 dakika kaleyi yaşına göre çok iyi bir şekilde korudu.
Hakemin maçı fazlasıyla uzatması ve o son dakikada oluşan atakta genç kaleci küçük bir hata sonucu gole engel olamayıp taraftarını üzdü.

Şimdi celallenmeye, hiddetlenmeye gerek yok…
Kendin ettin kendin buldun misali…
Bu kulüp kendi elleri ile kalecisiz kalmayı başardı.
Hatta takıma destek olmaya çalışan takımda futbolculara ağabeylik yapan Fikret Fındık’ı bile köstek olması için elinden geldiğince çabalamış…
Ve bu zihniyetle hareket eden sonucunda ise köstek olmaya ikna edemedikleri Fikret Fındık’ı dışlayarak takımdan soğutmayı başarmış şahıslar…

Takımda kötü gidişata rağmen çalışan yöneticilere bile engel olmaya çalışan zihniyetler…
Fındık gibi yöneticiyi de kayıp ederek işlerini daha da zora sokmayı da başarmışlar.
Son haftalarda beni takımın eski kalecilerinden Gökhan Aslan ve Lokman Atakol arayarak bana bazı demeçler vermişlerdi.

Bende bunları sizlerle paylaşmıştım.
Birazda o demeçlerden bahsedelim…
Onlarda malum maddi imkânsızlıklar nedeni ile kulübü çeşitli yöntemlerle terk ettiler.
Ama ikisinin de ortak bir noktası vardı…
Ayrılmalarının sebepleri ve onları bu zamana kadar kulüpte tutan güvence…
Ayrılmalarındaki sebep herkesin bildiği gibi parasal boyutlar ve yöneticilerin takımdaki uyumsuzluğu…
Kulüpte kalmalarındaki sebep ise yöneticilerin içindeki çalışan, çabalayan ve kendilerine iyi günde ve kötü günde ağabeylik yapan Fikret Fındıktı.
Bunları ben söylemiyorum… Kendiler söylüyor…

Hele özellikle Lokmanın gideceği zamanlar Fikret Fındık’ın çırpınışı onu tekrar takıma kazandırmanın yollarını araması ve bunun ise canlı şahidi olan başarılı file bekçisi Lokman Atakol’un bana bizzat aktarışı…
Benim bu yazdığım yazıda kimin köstek olduğunu kimin destek olduğun kanıtlamış oluyor.
Malatyaspor da kaybedilen 2 puanın acısını kaleci Ahmet’ten çıkarmak yerine asıl suçlulardan çıkarılmasını, suçu olmayanın suçlu gibi gösterilmesini ve suçlunun ise sütten çıkmış ak kaşık gibi ortalarda masum bir şekilde gezmesine gönlüm razı olmuyor.

Bence suçsuza suçlu muamelesi yapmak yerine suçluya sen suçlusun demek daha mantıklıdır.

İlker Yiyen
MarasMedyaMerkezi.com