Herkesin hemfikir olduğu bir konu var: kulüp başkanı Muhammet Günkut cin gibi adam. Ben cin dedim, siz kurt diyebilirsiniz. Hiçbirimizin aklına gelmeyen, onun aklına geliyor. Örnek isteyenlere (aklımda kalanları) sıralayayım:
-    başkan seçilmesi,
-    kulübümüzü lige katması,
-    son dakika transferleri,
-    lisanssız hocalar,
-    Zaho karşılaşması,
-    onyıllar öncesi K.Maraş’tan göç eden Ermeni asıllı ABD’li iş adamına forma gönderip, bir Ermeni takımıyla karşılaşmak istediğini belirtmesi,
-    oyuncular para yok diye kaçtıklarında “onlara izin verdim” demek,
-    maça alınmayan pankartı, ulusal basına Bayrak krizi olarak bildirmesi,
-    kaçan oyuncuları yine de ikna edip (daha doğrusu kandırıp), 3 gün kulüpte tutabilmek,
-    vesaire...

5 Ay içerisinde ulusal basında kulübümüzü manşetlere bu kadar sık taşıyan bir yönetim görmedim..! Rezil mi olduk, reklamımız mı yapıldı, yoksa durumumuzu ortaya koymak için mi yapıldı, vallahi billahi bilemiyorum!

Ama geçmişi araştırırsak, aslında Günkut’un bunları yaptığına hiç şaşırmamalıyız. Bildiğiniz üzere Günkut bundan 5 yıl önce yine K.Maraşspor başkanıydı. O zaman da benzeri zor durumlarla karşı karşıyaydık.

Ancak ben sizi 2004’e değil, 1994’e götürmek istiyorum.

Hani televizyonlardan tanıdığımız bir türkücü vardır, hatta abilerimiz bu türkücünün 1. Lig’de oynadığını muhakkak hatırlarlar. Bahsettiğim bu şarkıcı Mustafa Uğur’un ta kendisi. Gaziantepspor’dan 1994 yılında transfer edilen futbolcu 1 yıl sonra sezon ortasında K.Maraşspor yönetiminden 2 gün izin istemiş. İşte tam o arada Mustafa İstanbul’a kaçmıştı ve orada türkücü olmuştu. Fakat lisansı resmi olarak hâlâ K.Maraşspor’da sürmekteydi.
19 haziran 1999’da, o sıralar Kahramanmaraş Spor Kulübü Futbol Şube Sorumlusu olarak görev yapan, Muhammet Günkut bir basın açıklaması yapmış. Zaman Gazetesi’nin arşivine göre Günkut’un, artık türkücü olarak meşhur olan Mustafa Uğur’un kulüpte bulunan bonsverisi hakkında açıklaması aynen şu şekildeydi: “2,5 milyar lira ve kulüp yararına konser verirse, bonservisini alır.”

Hani başta 'cin gibi' demeyi tercih etmiştim.. Çünkü cin çarpacak adam bulamayınca, birbirini çarparmış. Başta Günkut'u cin gibi değil de kurt gibi kabul edenlere de atalarımız bir söz bulmuş: kurt dumanlı havayı severmiş.

Selam ve saygılar,

M.İmamoğlu